Dr. Kemal Atasayan Dr. Kemal Atasayan
Kısırlık (İnfertilite)
İnfertilite, bir yıl korunmasız cinsel ilişkiye rağmen gebelik elde edilememesi olarak tanımlanır.
Randevu Al
İnfertilite görseli

İnfertilite nedir?

İnfertilite, bir yıl korunmasız cinsel ilişkiye rağmen gebelik elde edilememesi olarak tanımlanır. Bir yıl veya daha uzun süredir gebe kalmaya çalışıyor fakat kalamıyorsanız, bir infertilite değerlendirmesi yaptırmayı düşünebilirsiniz. 35 yaş ve üzerindeyseniz, gerekli tedaviyi geciktirmemek için değerlendirmeye bir yıl yerine yaklaşık altı aylık korunmasız cinsel ilişkiden sonra başlamanız önerilir. Altta yatan bazı sorunlar varsa değerlendirme ve tedavi daha erken planlanabilir.

Doğal yollardan gebe kalma oranları nelerdir?

Bir kadının tek bir adet döneminde gebe kalabilme olasılığı ortalama %20’dir. Zamanlı ve planlı ilişki ile bu oran ortalama %35’e çıkabilir. Doğurganlık dönemindeki bir kadın; 3 ayda %57, 6 ayda %72, 1 yılda %85 ve 2 yılda yaklaşık %93 oranında gebelik elde edebilir.

İnfertilite değerlendirmesi için kime başvurmalısınız?

İlk değerlendirmenizi jinekoloğunuz yapabilir veya kısırlık tedavisi alanında çalışan bir infertilite uzmanına başvurabilirsiniz. Kendinizi güvende ve rahat hissettiğiniz bir hekimle ilerlemek önemlidir. Erkek eşte anormal semen analizi saptanmışsa, erkek infertilitesi konusunda uzmanlaşmış bir üroloğa (androlog) yönlendirme yapılmalıdır.

İlk Değerlendirme Nasıl Yapılır?

İnfertilite çiftin ortak deneyimidir ve en iyi birlikte ele alınır. Bu nedenle ilk görüşmeye her iki partnerin de katılması önerilir. Görüşmede sizin ve eşinizin tıbbi geçmişi ayrıntılı şekilde sorgulanır, varsa önceki değerlendirme ve tedavilere ait kayıtlar incelenir ve gerekli görülen testler planlanır. Bu değerlendirmeler zaman ve emek gerektirse de, doğru tedaviye yön vermesi açısından çok değerlidir.

Fertilite (Doğurganlık) Değerlendirmesi

İlk aşamada tıbbi geçmiş gözden geçirilir ve olası nedenleri belirlemek için size ve eşinize sorular yöneltilir. Adet düzeni, pelvik ağrı, anormal kanama/akıntı, geçirilmiş pelvik enfeksiyonlar, tıbbi hastalıklar, önceki gebelikler ve düşükler, ameliyatlar ve doğum kontrol yöntemleri sorgulanır. Partneriniz için de genital travma/ameliyat/enfeksiyon öyküsü, ilaç/ilaç dışı madde kullanımı, önceki evliliklerden babalık öyküsü ve tıbbi hastalıklar değerlendirilir. Ayrıca gebelik denemelerinin süresi, ilişki sıklığı, ailede doğumsal anomaliler ve cinsel işlevle ilgili zorluklar (ereksiyon/boşalma sorunları gibi) sorulur. İnfertil çiftlerin en az %25’inde birden fazla faktör rol oynayabildiği için her iki partnerdeki tüm olası etkenlerin bütüncül değerlendirilmesi önemlidir.

Dr. Kemal Atasayan

İnfertilitenin Başlıca Nedenleri

Yumurtlama (Ovulasyon) Bozuklukları

Yumurtlama sorunları tüm infertilite vakalarının yaklaşık %25’ini oluşturur. Yumurtlama, yumurtalıklardan birinden olgun bir yumurtanın salınmasıdır ve ardından progesteron üretimi başlar. 21–35 gün aralığındaki düzenli adet döngülerinde genellikle yumurtlama gerçekleşir. Çok seyrek adet gören ya da hiç görmeyen kadınlarda yumurtlama olmayabilir veya seyrektir.

Acaba yumurtluyor musunuz? Yumurtlamayı nasıl tespit edebiliriz?

  • Ovulasyon (LH) testleri: Eczaneden temin edilen idrar LH kitleri, yumurtlamadan hemen önceki LH yükselişini saptayarak 1–1,5 gün önceden haber verebilir. Bazı kadınlarda yanlış pozitif/negatif sonuçlar görülebilir.
  • Progesteron kan testi: Normal döngüde progesteron, yumurtlamadan ~7 gün sonra en yüksek düzeydedir. 28 günlük döngüde genellikle 19–23. günler arası bakılır; yüksek değerler yumurtlamayı doğrular.
  • Pelvik ultrason: Rutin değildir ancak folikül gelişimini ve folikül çöküşünü (yumurtlama bulgusu) gösterebilir.
  • Bazal vücut ısısı (BVI): Her sabah uyanınca ölçülen ısı, döngü ortasında progesterona bağlı 0,5–1,0°C artış gösterebilir. Ancak birçok dış etken ölçümü yanıltabileceği için güvenilirliği sınırlıdır.

Yaş

Günümüzde gebeliği ertelemek yaygın bir tercihtir. Ancak doğurganlık, 30’ların ortasında belirgin, 30’ların sonunda ise hızlanan şekilde azalır. Bunun nedeni yumurta sayısının azalması ve kalan yumurtaların kalitesinin düşmesidir. İleri yaşta üreme tedavilerine yanıt azalabilir, düşük riski artabilir ve kromozomal anomali (ör. Down sendromu) olasılığı yükselir. Bu nedenle ileri yaşta değerlendirme ve tedaviye daha erken ve kimi zaman daha agresif yaklaşmak gerekebilir.

Yumurtalık Rezervimi Nasıl Öğrenebilirim?

  • AMH: Kanda Antimüllerian Hormon düzeyi, yumurtalık rezervi hakkında en güvenilir göstergelerdendir; düşük AMH azalmış rezervi düşündürür.
  • FSH ve östradiol: Adetin 2–4. günlerinde bakılır. Yüksek FSH, özellikle 35 yaş üzerindeyken, beklenenden düşük gebelik olasılığına işaret edebilir.
  • Antral folikül sayısı (AFS): Adetin ilk 3–4 gününde transvajinal ultrasonla her iki yumurtalıktaki küçük foliküller sayılır.

Azalmış rezerv, daha az yumurta ile ilişkilidir ancak tek başına gebelik elde etme yeteneğini tamamen ortadan kaldırmaz; yalnızca süreci zorlaştırabilir ve tedavi stratejisini etkileyebilir.

Tubal Faktör

Doğal gebelik için fallop tüplerinin açık ve işlevsel olması gerekir. Tüpler ve rahim boşluğu histerosalpingografi (HSG) ile değerlendirilebilir. Serviksten verilen kontrast sıvının tüplerden karın içine dökülmesi açıklığı gösterir. Dökülme izlenmezse tıkanıklık olabilir; yine de tüm tıkanıklıklar HSG’de kesinleşmeyebilir. HSG genellikle adet bitimi ile yumurtlama arasındaki dönemde yapılır.

Tüpler tıkalı/hasarlıysa cerrahi bazı durumlarda yardımcı olabilir; ancak ciddi hasarlarda tüp fonksiyonu düzelmeyebilir. Ağır hasarlı (hidrosalpinks) tüpler IVF başarısını düşürebileceği için, IVF öncesi çıkarılması önerilebilir.

Erkek Faktör

İnfertil çiftlerin yaklaşık %40’ında erkek faktörü tek başına veya katkıda bulunur. Bu nedenle ilk aşamada semen analizi önemlidir. 2–5 gün cinsel perhiz sonrası alınan örnekle hacim, sayı, hareket (motilite) ve şekil (morfoloji) değerlendirilir. Sperm kalitesi zaman içinde değişebileceğinden 2–6 ay içinde 2–3 analiz önerilebilir. Bulgulara göre hormonal/genetik testler istenebilir.

Anormallik saptanırsa androloji uzmanı değerlendirmesi gerekebilir. Tedavi; varikosel veya kanal tıkanıklığının cerrahi düzeltilmesi, ilaç tedavileri, testisten sperm elde edilmesi gibi seçenekleri içerebilir. Nedeni bulunamayan olgularda IUI (aşılama) veya IVF önerilebilir.

Rahim (Uterus) ve Rahim Ağzı (Serviks) Faktörleri

Serviksle ilgili problemler doğurganlığı etkileyebilir. Geçirilmiş biyopsi/ameliyat/LEEP, kriyo gibi işlemler ve anormal pap smear öyküsü önemlidir. Servikal sorunlar çoğu zaman antibiyotik, hormon tedavisi veya IUI ile yönetilebilir.

HSG, rahim boşluğundaki yapısal sorunları (skar, polip, miyom, anomaliler) da gösterebilir. Bu problemler implantasyonu engelleyebilir veya düşük riskini artırabilir. Ayrıntılı değerlendirme ve gerekirse düzeltme için histeroskopi uygulanabilir.

Salin sonohisterografi (SHG): Serviksten steril sıvı verilerek yapılan ultrason tekniğidir; rahim duvar konturu ve boşluğu birlikte değerlendirildiği için skar, polip ve miyomların saptanmasına yardımcı olur.

Peritoneal (Karın Zarı) Faktör

Peritoneal faktör; karın içi yapışıklıklar ve endometriozis gibi durumları kapsar. Endometriozis, rahim içi dokunun rahim dışındaki yapılarda büyümesidir ve belirgin başka sorun saptanmayan infertil kadınların yaklaşık %35’inde görülebilir. Doğurganlığı; yumurtalık fonksiyonu, rezerv, tüp fonksiyonu ve implantasyon üzerinden etkileyebilir. Pelvik ağrı ve ağrılı cinsel ilişki ile birlikte görülebilir.

Nedeni Bilinmeyen (Açıklanamayan) İnfertilite

Çiftlerin yaklaşık %10’unda tüm testler normaldir ve belirgin bir neden saptanamaz. Diğer bir grupta ise tek başına infertiliteye yol açmayacak küçük anormallikler bulunur. Bu durumda doğurganlık ilaçları ve IUI sınırlı başarı sağlayabilir. 3–6 siklus içinde gebelik elde edilmezse IVF, açıklanamayan infertilitede en etkili seçenek olarak önerilir.

Genetik Bozukluklar

Bazı çiftlerde gebeliği zorlaştıran veya düşük riskini artıran genetik anormallikler (ör. translokasyonlar) bulunabilir. Uygun durumlarda kan testleriyle tarama yapılabilir. Bilinen genetik hastalık taşıyıcılığı olan çiftlerde, IVF ile birlikte implantasyon öncesi genetik test (PGT) düşünülebilir. PGT, embriyolar transfer edilmeden önce genetik bilgi sağlar; yalnızca belirli durumlarda faydalıdır ve özel genetik danışmanlık gerektirir.

Dr. Kemal Atasayan
Dr. Kemal Atasayan
Yaklaşık 1 saat içerisinde cevap verebilir.
Dr. Kemal Atasayan
Merhaba, Size nasıl yardımcı olabilirim?
21:40
Size daha iyi hizmet verebilmek için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek, çerez politikamıza izin vermiş olursunuz. Detaylı bilgi için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.

Kabul Ediyorum